Kafede Yaşadığım Akıl Almaz Olay

benim tam karşımdaki masada da birezırs'ta görseniz, üzülüp filmi kapatacağınız kadar masum bir kız ve sırtı ve koca kafasından başka bir şeyini göremediğim bir adam oturuyor.

kaçamak bakışlarla kıza bakıyorum.

yanında erkek olan bir kıza bakmak adetim değildir ama engel olamıyorum kendime.

bir ara kız beni fark etti. önüne döndü. gözlerim heyecanlandı. daha hızlı bakıp bakıp çekmeye başladım gözümü. bir dahaki göz göze gelmeyi kaçıramazdım. ve kaçırmadım. sonra bir daha, bir daha

İftardan Sonra Sahilde Yediğim İnanılmaz Dayak

sigara içmek için sahile inmiştim. gece lambalarının ve tıklım tıklım dükkanların ışığında dalga sesleri eşliğinde yürüyordum.

ikinci sigaramın ortalarına doğru ortalık ıssızlaştı. sahilde aynı yöne doğru hiç durmadan yürürseniz insanların pek gelmeye cesaret edemediği, ipsiz sapsız takımının içip sıçtığı yerlere varırsınız. karnım tok olduğu için ölmekten korkmuyordum. yürümeye devam ettim.

az ötede kahkaha ve yere tükürme sesleriyle dolu bir kalabalık görüp durdum. önlerinden geçmem gerekiyordu. nefesimi tutup

Cafedeki Kıza Çok Fena Rezil Oldum

her zamanki yerde güzelce yemeği yemiş hesabımı ödemeye gidiyordum, yarim altin'ın parası yokmuş yoksa hep o öderdi. 3 haftadır aynı saatte aynı yerde hep orada yiyorum.

hesabı yine o tatlı gülüşüyle derya hanım alıyordu. daha hiç konuşmamıştık bugüne kadar ama istiyordum konuşmak çok tatlıydı kevaşe.

tam çıkarken daha fazla tutamadım kendimi sesimi duysun 2 kelime geçsin diye hadi görüşürüz diyecektim.

Misafirliğe Gidilen Evde Tuvalete Sıçmak

hepimiz hayatımızda bu zor imtihan ile sınandık bugüne kadar. modern teknolojimizin çözüm bulamadığı nice sıkıntı.

bir yemek sonrasında ki muhabbet anında vurur aniden götümüze götümüze karısına baskına gelen bir koca gibi zorlar kapıyı "dan dan dan".

geçiştirmeye çalışırsınız ama nafile inatçıdır, azimlidir, yılmaz. oradan çıkacağım diyorsa çıkacaktır. artık son çare olarak izin istemek zorunda kalırsınız. orası bile ayrı bir sıkıntıdır lavabo nerede diye sorduğunuz zaman bakışları değişir sizlere.

hangi marka hangi ülkeye ait ?

Günlük yaşantımızın ayrılmaz parçası: markalar. Birçoğumuz için hangi markanın hangi ülkeye ait olduğu o ürüne olan güvenin bir belirtisidir. Gerçekten de öyle değil mi? “Çin malı” denildiğinde büyük olasılıkla sağlamlıktan daha çok, ucuz ve kalitesiz bir ürün akla gelmez mi? Bu nedenle de Çin veya Kore, Tayvan gibi ülkelere ait ürünleri almamaya özen göstermeye çalışırız. Aslında büyük markaların bir çoğu çok uluslu sermayenindir.
Yine de meraklıları için hangi marka, hangi ülkeye ait?
ABD:

Heidi Şarkı Sözü: Türkçe ve Almanca (Dinlemek için videoyla birlikte)

Heidi'nin ülkemizde yayınlanan şarkısının orjinal sözleri Almanca'dır. İşte Türkçe çevirisi ve orjinal Almanca şarkı sözleri:

Türkçe 

Heidi, Heidi
Dağlar senin dünyandır
Heidi, Heidi
Tepelerde evindesin
Koyu renkli çamlar
Güneşli yeşil çimler
Heidi, Heidi

Sevdiğim Kızın Yanında Rezil Oldum Anlatıyorum

anlatıyorum

bursa'da yaşıyordu bursa'ya gelmiştim kalacak yerim yoktu bu dedi gel bizde kalırsın babamlar bir şey demez arkadaşım derim dedi. dedim iyi tamam hem bana da aksiyon çıkar akşam elleşmeler falan, ufak sevişmeler.

neyse girdik eve babası film izliyordu adam rahatsız olmuş zaten belli sikine takmıyor beni annesi hoşgeldin dedi geç içeri yavrum yaptı. oturdum koltuğa mülteci gibi babası sert sert baktı.

delikanlı akşam yatakları karıştırıp bana atlama dedi. ulan gülsem mi ağlasam mı bilemedim sırıttım böyle . yok abi merak etme dedim.

Otobüsteki Huysuz Kadına Verdiğim İnce Ayar

otobüs tıklım tıklım dolu öyle bir dolu ki sağ ayağımı kaşımak için sol ayağımı kaldırdım kaşıdıktan sonra yerine koyamadım hemen yolcu almışlar oraya pezevenkler o derece neyse son basamakta ben varım kapı açık ekstrem bir spor yapıyorum bildiğiniz, her virajda süzülüyorum içeriden "oooo" "oooov" sesleri yükseliyor . derken otobüs yavaşladı ve son yolcusunu almak için durağa yanaştı. orta yaşlarda bir kadındı bende biraz fedakarlık yapayım ayıp olmasın dedim zar zor bir kişilik yer açmayı başardım. kadın biner binmez bombalarını patlatmaya başladı. hani her otobüste vardır her durumdan şikayetçi olan tipler söylenip söylenip dururlar kafa sikerler. başladı kadın susmak bilmiyor

Hayatımın En Gerilim Dolu Anlarını Yaşadım

arkadaşımın doğum günü vardı. dedi hdproducion sensiz olmaz kesin geliyorsun. dedim tamam geliyorum.

biriktirdim paramı hazırladım kendimi giydim cicişlerimi bunların eve gidiyorum. ben içimden sikiyim 5 erkek doğum günü kutlaması sikik olacak diyerek üzüle üzüle yola koyuluyorum. vardım eve çaldım kapıyı kapının açılmasıyla sikimin ters dönmesi bir oldu. bebek gibi bir kız..

pardon ?
şey uğur'un doğum günü için gelmiştim ?
ay buyur canım içeri gir .

Beni Rezil Eden Osuruk

lise 1 veya lise 2'ye gidiyorum. mevsimlerden yaz sikişin en çok olduğu dönem. bende bu yazlığın en popüler çocuğuyum bütün kızlar bildiğin ya hoşlanıyor yada geçmişte çıkma teklifi etmiş kişiler. benim götüm tavanlarda tabi tüm erkekler arkadaşım olmak için takla atıyor, ben bir gün başka kız, diğer bir gün başka kıza iş atıyorum hepsini elden geçiyorum, elden geçirmek derken sikiş yok tabii elleşme sevişme klasik. işte böyle bir popülaritemi sıfırlayan o osuruk hayatımı söndürdü. şu entriyi girmeme, asosyel bir kişiliğe dönüşmemi sağladı ah o osuruk...

İddia Ediyorum Kimse Bu Kadar Rezil Olmamıştır

olay minibüste yaşanmış ve gerçektir.

sene 2008 veya 2009 lise 3'e gidiyorum. her zaman ki gibi yatağımdan kalktım aylardan mayıs veya haziran devamsızlık 19.5 her gün okula gitmem üstüne hiç birinde geç kalkmamam gerekiyor . gömleği giydim düğmelerini ilikledim sonra pantolonu giyecek iken dedim hava çok sıcak oluyor boxer giymeyi vereyim bugün. çıkardım giydim o meşhur gri okul pantolonunu çıktım evden minibüs beklemek için durağa doğru gittim. gittiğim gibi hemen bir minibüs geldi hemen atladım ona bindim gidiyorum. bu şoförlerin para koydukları yer oluyor hani çok dolu olunca oraya oturtuyorlar he işte oraya oturttular beni.

Asansöre Sıçtım Anlatıyorum

sene 2009 bildiğin lise son sınıf üniversiteye hazırlanan kocaman bir adamım. dershanedeyim sabah ilk derslerde karnıma bir ağrılar girdi ama böyle gelip geçici boş ağrılar olur ya onlardan. dedim geçer sakin ol hdproduction paniğe kapılma tenefüste soda al geçer diye avutuyorum kendimi. tenefüs oldu ben gittim soda almaya içtim sodayı.. aman allahım bu sefer nasıl bir sancı anlatamam gittim tuvalete 15 dakika aralıksız saldım nasıl bir şey bu sıçsam tuvaletin amını götünü dağıtırım selpakda yok buraya sıçamazdım gittim
derse hırkamı almaya dışarıda felaket yağmur yağıyor hoca almadı derse durumu da açıklayamıyorum attı dersten hırkamı vermeden. o soğuk havada dolu yağmurda gittim ben eve gitmek için minibüs

Arkama Gres Yağı Bastım Beyler Pişmanım

Malum vizeler falan var beyler kütüphanede sabahlıyorum bir kaç gündür.E haliyle öğrenci adamız yiyecek ihtiyacımıda tost, döner, sandviç gibi şeylerle karşılıyorum mideme 3 gündür sulu yemek girmedi. Dedim bir eve gideyim de duş falan alıp biraz yatakta uyuyım masada uyumaktan telef oldum amk. Neyse gittim eve güzelce duşumu aldım koydum kafayı uyucam ama o üç gündür yediğim tostlar, dönerler falan anüste baskı uyguluyor sıçmam gerek.
Gittim tuvalete aldım pozisyonu başladım ıkınmaya ananı gibeyim bir tak geldi züt deliğimden çıkmıyor ucunda kaldı. 5 cm çapında devasa bir şey amk. Azcık daha ıkınıyım çıkar dedim 2-3 cm çıktı

Tam Tamına 3 Senedir Kızın Peşindeyim

giydiği donu üreten fabrikanın sahibinin dünya görüşüne kadar her ayrıntı bilgim dahilinde. bensiz aldığı her nefese lanet ediyorum. durum vahim.

bir gün arkadaşlarla kantinde çay içerken kendi arkadaş grubuyla yanımızdan geçti. kulaklarım yeni kanal arayan uydu anten gibi dikkat kesildi konuşmalara tabi. bir filmden bahsediyordu. vizyona yeni girmiş, kesinlikle izlemem lazım diyordu.

beyler gidip yönetmenin anasını sikip filmin bütün kayıtlarını toplama planı yaptım saniyeler içinde. yalanım varsa çüküm düşsün.

Minibüste Yaşlı Amcanın Taşaklarını Düzelttim

2 haftadır hafta içi her gün bunu nasıl yapacağımı düşünerek, zeka dolu planlar yaparak geçiriyordum yolculuklarımı...
sonradan adının hikmet olduğunu öğrendiğim amca, her seferinde aynı yerden minibüse biniyor, koridor kısmındaki oturma yerlerinden birine oturuyor ve bacaklarını açıyordu... gri pantolonundan çok net belli olan taşaklarında bir sorun vardı. bakıyor bakıyor, yine de yanlışın ne olduğunu çözemiyordum. fikret teyze ile bu konuyu paylaştığımda taşak taşak üstüne binmiştir evladım, bi el atmak lazım. dedi. ben de takıntılı bir birey olarak bu düzeltme operasyonuna adadım kendimi doğal olarak. o taşaklar düzeltilecekti...

1.50 Boyundaki Kız Arkadaşa Verdiğim Ayar

Bi gün okuldayız. Arkamda bi arkadaş var kız. Normal arkadaşız sevgili değiliz. Ben 1.80 boyundayım kız 1.50. Benim tikim var beyler. Hem de aşırı biraz. Neyse sırada oturuyom ben. Kız tikimle oynamaya başladı. Yapma dedim dinlemedi. Ayar kolluyorum öyle. Birden '' Hahah 1.80 boyundaki oğlanı hoplatmak çok kolaymış lan " dedi. Ve ampul yandı kafamda " 1.50 boyundaki kızı da hopatmak kolaydır, sen iyi bilirsin" dedim. Müdürün odasına omuzlarda

Korkunç Hikaye Anlatıyorum Capslerle Kanıtlarla

yaşı küçük olanlar yahut böyle şeylerden etkilenenler lütfen okumasın, zira yaşanmış olması sizi daha da gerebilir başlıyorum anlatmaya
not: artı 25 dir beyler


3 sene önce temmuz ayıydı, ortalık yine cayır cayır yanıyor, vantilatörü kendime çevirmişim, tereyağda erimiş örgü peynir gibi koltuğa yayılmış tv izliyorum, üniversite 1. sınıfı yeni bitirmişim keyfim yerinde kendime bakıyorum, saçı uzatıyorum top sakal bırakmışım, o yaz planım tatilimi memlekette geçirmekti, lakin ev arkadaşım ikimizin de maddi durumunun iyi olmaması sebebi ile,

Ablalı Kardeşli Tavladım Beyler

Bundan bikaç ay önce babam oturduğumuz evi satıp daha geniş bi yer buldu oraya taşınıyoduk. Malum eşyaları taşırken komşular gelir bişeye ihtiyacınız var mı diye. Bende saydırıyodum amk hep +45 yaş komşular var diye. Sonra dinlenmek için oturduğumuz an bi kadın 2 kızıyla geldi büyük olan hafif balık etli uzun boylu simsiyah saçlı küçük olan da beyaz tenli yeşil gözlü kısa tatlı bi kızdı büyük olan benden 2 yaş büyükmüş küçükte 1 yaş küçükmüş (konuşma arasında umursamıyomuş gibi yaparken duydum tabi bunları). Neyse kadın geldi kızlarıyla elinde çaydanlık kurabiyeler börekler falan tam takır gelmişler. Ben hemen çaydanlığı kadının elinden aldım mutfaktaki masanın üstüne koydum kızlarda arkamdan geldi tabi.

Kavunun İşlevleri

iki yıl öncesine kadar kavunla ilişkiye girerdim beyler açık net. Lise sondayım arkadaşla yürürken kavun alayım dedim. Neyse seçiyoruz kavunu.Bu mal yiyeceğimi sanıp gidip semsert bir kavun getirdi. Dedim o olmaz hafif çürüğünden yumuşak lazım.
Ben böyle deyince çocuk hafiften şaşırmış gibi oldu sonra gidelim dedim erkenden ayrıldık bende eve gidip kavunu sikip attım. Neyse sabah yine bunla buluştuk.Bu buluştuğumuz gibi sabah sa dedi as dediğim gibi:
- olum sen o kavunu siktin değil mi dedi
Neye uğradığımı şaşırdım, hayatı film şeridi gibi gözünün önünden geçmek derler ya aynen öyle oldu.Lan bir uğultu böyle sanki

Yıllardır Canımı Yakan Anılarımı Anlatıyorum

Ben istanbul’da doğdum, yaşım 25 şuan. Hayatımın en önemli yılları Ankara’da, o gri beyaz şehirde geçti. Kullanacağım isimler sahte, kusura bakmazsınız umarım. Bana Burak diyelim. Bir çocukluk arkadaşım vardı, ona da Kaan diyelim. Bir tane mi arkadaşın vardı lan asosyal piç demeyin,ya da diyin amk, gerçekten tek dostum oydu. Ben her zaman içime kapanık biri oldum, insanlarla ne konuşacağımı, ne diyeceğimi bilemem. Kimseyle çabuk samimi olamam. Çocukluktan beri böyleydi bu. Ama Kaan beni anlıyordu. Bir bakışımdan ne düşündüğümü anlardı . Az dayak yemedik beraber, cebimizde kalan 5 lirayı az bölüşmedik. ilk biramı, sigaramı onunla içtim, derdimi hep ilk ona anlattım. Kardeş gibiydik lan. Öz kardeş gibi.